28 Şubat 2013 Perşembe

BP Diary | Doğum günümü becerdiler!

Kişisel blog yazısı!!.. En sevdiğim kısım bu aslında. Başlıktan da anlaşıdığı üzere konu bir doğum günü. Kimin? Happy Bithday Pam! Tabisi benim. Herşeyden önce belirtilmesi gereken birşey şu ki ben doğum günümü kutlamaktan hoşlanmam.. -,- Benim kadar enerjik bi manyaktan beklenmeyecek bi hareket farkındayım ama öyle işte. Eh doğum günüm zaten cehennem gibi geçiyo ama bide okul gününe denk geliyor ya o daha da beter! Bi de ben herşeyden habersiz olarak servise binip bugünün 28 Şubat olduğunu öğrenince işler daha da karışıyo tabi. Babam saolsun takvime naptıysa ben bugünü 26' sı zannediyom. Her neyse işte olay...

Olay benim geç kalmamla başladı; aceleyle donumu çekip sokağa, oradanda arabaların vızır vızır geçtiği ve eğer birine denk gelirsem şu insanların beğendiği kaldırım resmi olabileceğim ana caddeye yardırmamla devam etti. Karşı kaldırıma ayak bastığım an serviste geldi.. Ah! unutmadan bunların hepsi saat 6.30' da gerçekleşiyor.. Servise bindim ama nefes alamıyom ki! Ben tombişim olum! Nefessiz kaldım o arada da öksürmüşüm bi-iki kere Salak diye çağırdığım salakda gelmiş bana hasta mısın diyo. Ben de ne diyim "Yok ya sabah kıçımı yırtarcasına 250 m. koştum ondan CINIM" falan mı? Asla! dedim hee ölüyom çok pis hastayım. Sonra da zaten servis camına yapıştım bildiğin. Kendi hayal dünyamda mutluyum ben! Tam uyuycam rahatladım ve aradan 1o dakika geçtiği için artık akciğerlerim kullanılır halde. Ben iyice koltuğa yerleştim. Daha çok kimse beni kaldırmasın diye kıçımı koltuğun daha da derinlerine soktum aslında. İşte o an hayat benim için miss...! Kapadım gözlerimi de.. Ama ben Budala'ya asla huzur yok. Arkada ki gereksiz geldi yanıma oturdu. Bende hissettim tabi sağ taraf çöktü çünkü; umursamadım da.. Dürttü omzumu ama tam boynumun orayı! Olum ben nefret ederim boynuma dokunulmasından! Kasıldım kaldım! Kıpraşamıyom da. Bi ağzım çalışıyo; çocuk şaşırdı kaldı ben anasına küfür edince tabi. Ama benim salak arkadaşım; işin gücün yok mu be çocuk? Git otur oturduğum yerde! Bi de ne demeye gelmiş biliyon mu? 

 "İyiki Doğdun!" O.o Sanırsam suratım buna benzedi. Anam tansiyon mudur; kan şekeri midir bilemem ama biri bildiğin içimde dans ediyo böyle! O sinirle çocuğa ne dediysem zaten gitti tüm günde dibimde gezen bebe hiç yanıma uğramadı. Ben olayın şokunu atlatana kadar zaten zaman geçti; bizde okula vardık.. 

 Ders edebiyat ben ölüyom! Ya valla bak ben yazı yazmayı seviyor olabilirim ama bunu edebiyata tutkuyla bağlı bir kız hayaliylen bağdaştıran salaklara ben anlam veremiyom. Sevmiyom arkadaş onun bunun yazdığı metni incelemek falan istemiyom ben bok mu var o metinde otursak film izlesek daha yararlı olur valla... Genel-kültür lazım insanlara. Gerçi ben de yeterince var ama ben insanları düşünüyorum...  Her neyse bu zamana kadar bi iki arkadaş doğum günümü kutladı bende hatırlatma allasen gibimtrak cevaplar verdim hepsine. Edebiyatçı da iyilik yapacağı tuttu. Kitap okumanıza izin veriyorum dedi. Ben ışık hızında çıkardım kitabı çantadan 1 ders de bitiriyim diye nasıl koşulladıysam kendimi 40 dakikada 65 sayda okudum. 2. ders oldu. Millet gözüme bakıyo. Neden ben çok salağım ya edebiyatçıyı lafa tutcam ders kaynıcak... Salaklar. Ama ben naptım? Tabisi Edebiyatçıyı  lafa tuttum Kore'den lafı bi açmışım en son zil çaldığın da konu ülkedeki dönüm fiyatlarıydı :D Cidden..

 Diğer ders Fizik. Hoca geldi derse ama 10 dakika sonra gitti. İşi varmış.-,- Salak başkan da gitti bunu Sağlık hocasına dedi. Bok beyinli! Ben cezalıyım ya kadın beni kenara çekicek yer arıyo bu salak da kaçtı bi an sonra da gelmiş. "Hoca seni bahçeye çağırıyo" dedi. Salağın kafasındaki boya beynine akmış aptal karafatma! Napcam çıktım bahçeye.. Kadın koca basenleriyle karşıda beni bekliyo. Yanlış anlamayın öğretmenlerin popolarını incelemiyorum; sadece fazla büyük ve görüş alanımı istila ediyorlar. Yanına varınca döndü arkasını. Arkasında kalan çeşmenin yanındaki toprağı gösterdi. 

"Yan taraftaki gibi o taşları diz sonrada o toprağı gübrele." O an benim devre attı zaten elde olmaksızın Ne!? diye cırladım kadına. Bi baktı zaten balış yeter sustum yoksa cidden keser beni oracıkta o. Kendisine neden yardım ediyorum beni disiplinden kurtardı da ondan. Okul 3.'sü olan kız disipline gitti. Çok cool. Neyse konu dağıldı. Ben geçtim hemen oraya başladım kazmaya; taşları da asimetrik ama fantastik diye tabir edebileceğimiz bir biçimde dizdim. İş geldi gübrelemeye bi el arabası var okula zimmetli. Buldum onu az ilerideki gübre yığınına geçirdim küreği de. Eh! okul ormanın ortasında olunca böyle oluyo. Normalde bırakıp kaçarım cidden basar giderim eve ama okul evden 30 km. uzakta olunca cebinde de bi intense' lik para olunca benim arkam yemedi tabisi. En nihayetinde bu işin de üstünden geldim.

 Öğle yemeğimi nasıl bir açlıkla yedim bilmiyorum ama yanımda oturan yakın arkadaşım bile bir an için onun yemeğine saldırmamdan korkup tepsiyi vücuduna daha yakın tuttu. Salak. Yemek bitti ben sınıfa çıktım ama bacaklarım iflas etti çünkü o yerleştirdiğim taşlar sokakta ezdiğiniz kaldırım taşlarıydı! İbne karı ya hala küfür ediyorum... Öğle arası kendimi toplamak için tam uzanıcam; sıramı hazırladım, atkımı katlayıp onu kendim için okul koşullarında fazlasıyla lüks görülebilecek bir yastığa dönüştürdüm. Benim göt şansım bi kere daha güldü ve kızın biri geldi. "Matematik ödevini yaptın mı?" dedi. Al işte! Uyuyamadım ben yine; kalktım, dolaplardan birinin Matematik kitabını yürüttüm. Aldım defterlerimden birini başladım çözmeye ta ki ders başlayana kadar. Hoca sınıfa girdi ama bu haftaki ders 2. dönemin ilk Coğrafya dersi çünkü hoca bileğini kırıyomuş az kalsın. Umurumda değil hatta biraz daha evde uyusaymış daha iyi olurmuş. Ben açtım kitabımı yaptım derslerimi tamı tamına 6 sayfa matematik formulü yazdım sonun da o da, ben de, ders de bitti. 

  Son ders: İngiliz Edebiyatı... İndim dersliğe tam da idari katta ses yapamıyorum ama bugün için sorun yok çünkü ıslık çalacak halim yok. Girdim içeri attım çantayı masaya ve uzandım ama acı gerçeği fakettim :( Uykum Kaçmıştı! Tekrardan en içten duygularımla hayatıma sayarken arkadaşım sınıfa girdi elinde koca resim kağıdı! Tam lazım olan şey! Napcan onunla diye soruncada Pikaçu resmini gösterdi. Bunu çizmem lazımmış dedi. Ben de hemen atladım zaten ben yapıyım mı!? diye o da mutlulukla kabul etti. Ders için hoca geldi ben Pikaçu'nun kafayı çizdim o arada. Deste bugün oyun oynucaz dedi. Açtı akıllı tahtayı başladı sorular sormaya. Umursamasam da yeni öğeretmenin yüksek sesinden daha iğrenç bişey yok! Canım çıktı o 40 dakika boyunca... Tenefüste oturdum bizim Pikaçu'nun vücudu çiziyorum; sınıfa ordu gibi birileri daldı ben de dedim herhalde veli falandır diye kalkmadım hiç. Hayata devam, resmimle mutluyum... Pikaçu'nun sahibi koluma bi çakmış şuan kolum mor. Kalktım ayağa.

"Milli Eğitimin müdürü. " Dedi ya o ben nasıl koptum. Kahkaha atcam zor tutuyom kendimi. Adam da bişey varmış gibi beni kesiyo.. Kıyafet yönetmeliği hakkında ne düşünüyorsunuz falan dedi. bizde anlaşmış gibi her ağızdan aynı şeyleri söyledik. OH! Canıma değsin salaklar! İyi oldu onlara... Sonra okul bitti işte ben sayarak eve geldim odama devrildim va tam 2 saat uyudum! Harikaydı :D 

Her neyse bi daha neden doğum günümü sevmediğimi sormazsınız herhalde....

BU ARADA KENDİNİ ZEKİ ZANNEDİP BUNLARIN YALAN OLDUĞUNU DÜŞÜNEN SEN! ASLA Bİ MONŞUK OLAMAĞCAKSIN! SALAK! -.-



BUDALA PAMELA☁
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder