Koreli Budala: Scent of a Woman

Yeni dizi! Hem de meraktan bir solukta (2 günde) bitirdiğim bir dizi.. Daha dün bitirdim ve çok geç kalmadan yazmak istedim. Scent of a Woman dizisine merhaba diyelum. ^.^

Açıkçası Lee Dong Wook beyin başka bir dizisini izledikten sonra (Wild Romance) tekrar ona denk gelmek beni hiç bozmadı :D Babam bile adamı görünce bi an mutlu oldu.
"Sonunda ekranda Koreliden başka bi varlık var." Taki konuşmalar başlayıncaya kadar sonra tekrar somurtup yanımdan uzaklaştı tabi.

Her neyse konu dizi! Konusu şöyle gidiyor. 30'lu yaşlarına gelmiş, babasını kanserden kaybettiğinde liseyi bırakıp çalışmaya başlayan; başta ajumma ama sonra unni'ye dönüşen Lee Yeon Jae'nin hikayesini anlatıyor dizi. Unni'nin hayatı zaten yeterince zorken bir de en yakın arkadaşından kanser olduğunu ve 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince dünyası eyice yıkılıyor. O yaşına kadar aşık olmamasına rağmen ölmeden önce birine aşık olmak ve severek bu dünyadan göçmek istiyor diyebiliriz. Böylesine duygusal bi konuyu benim gibi bi öküz anlatınca pek etki yaratmıyo tabi üzerinizde ama ben izlerken 5-6 kere salya sümük ağladım... Ondan peçetenizi unutmayın. Neyse unnimiz madem ölcem 6 ayım iyi geçsin diyerek kendine 20 maddelik bir "Ölmeden önce yapılması gereken işler" listesi yapıyor. Listeyi uygularken Kang Ji Wook adındaki eğlenmeyi unutmuş zengin bir iş adamının oğluna aşık oluyor ve olaylar başlıyoo...

|KARAKTERLER|

Kang Ji Wook: Kendisini Wild Romance dizisiyle tanımamın hemen ardından bu dizide tekrar karşılaştık ama böylesine adonisi olan bi oppayı geri çevirecek değilim. Dizi de her kızın hayalini süsleyen beyaz atlı prensi daha doğrusu kırmızı Ferrari'li prensi canlandırıyor. Eğlenmeyi, gülmeyi unutmuş bir iş adamıdır. Unnimizin çalıştığı Line Tour şirketinin genel müdürü tabisi. Başlarda Yeon Jae'nin sadece namını duyuyor ama sonrasında anormal bir raslantı ile onunla tanışıyor ve yıllar sonra gülmeye başlıyor... Yeon Jae ile daha sonrada görüşmeye karar veren ve ondan hoşlandığını farkettiğinde; bunu ona açık açık beyan eden oppamızın neyi eksik diye sorarsanız... Kendisi zaten nişanlı!

Lee Yeon Jae: Kendisi dizimizin unnisi! Çok şeker bi unni hemde. Fotoda saçaklı olduğuna bakmayın sonradan afet-i devran olmayı başarıyor. 10 yıl önce babasını da kanserden kaybetmiş ve o zamandan beri annesine bakmak için Line Tour'da çalışıyor. Taki üzerine atılan hırsızlık suçlamasına ve bir de kanser olduğunu öğrenmesine kadar. İstifa ediyor ve mutlu mesut 3 sene boyunca biriktirdiği parayı "Zaten 6 ayım kaldı!" diyerekten harcıyor.. 6 ay içinde yapmak istediği 20 şeyi not alıyor ve Japonya'nın yolunu tutuyor. Çıktığı tatilde şans eseri eski şirketinin genel müdürü ile karşılaşıyor ve şansa bakın ki 19. madde hala boş; 'Tüm bunları sevdiğin yakışıklı adamla beraber yap!'...

Uhm Ki Joon: 2. erkek başrolü olmayan Kore dizilerini artık kabul etmiyorlar resmen. Oppa gördüğünüz kadarıyla doktor ama meymenetsizin önde gideni hatta bayrak sallayanı... Tabi tüm bunlar Yeon Jae ile tekrar tanışıncaya kadar çünkü kendisi unni'nin ilkokul arkadaşı. O zamanlarda pek bi ezikmiş zaten Yeon Jae buna bi kere yardım etti diye kadına 25 senedi platonik olarak aşık ama aniden ona karşısında 'hastası' olarak görünce işler biraz karışıyor..

Seo Hyo Rim: Dizinin yellozu karşınızda kendisi Ji Wook' un namı değer nişanlısı... Başka bir oteller zinciri sahibinin kızı ve işlerle o da ilgileniyo. Yeon Jae'nin üzerine hırsız damgasını vuran da bu hatta kıza bu nedenle tokat bile atıyo. Gerçi cevabını da alıyo ama neyse. Başlarda evliliğe o da karşıydı ama sesini çıkarmadı. Sonradan Ji Wook'a aşık oluyor ama çok geç! Oppa çoktan unniye aşık oldu bile! Neyse özünde iyi kız da sonradan belli ediyo işte..

|RESİMLER|

YAKIŞIYORLAR YAHU! ^.^

Sanattt!!!

Cidden bu sahile gitmek istiyorum ^.^
Caponya! <3

Okinava sahilinde eğlenmek için bi oyun oynarlar. Tabiki iyi içici Yeon Jae oyunu kazanır ve hediye olarak kolye kazanır....

Pamela bir an için kafasını çevirir ve ekranda bunu görür ve öğürmeye başlar. "OHA!! İlk bölümde sömürdün çocuğu be apla!" Neyseki masum bir kolyeymiş ve babam bişiy duymadı...